Bipolar Bozukluk - Defnar Psikoloji Kayseri Psikolog ve Pedagog Hizmetleri
Bipolar Bozukluk

Bipolar Bozukluk

1. Bipolar Bozukluk Nedir?

  Bipolar bozukluk, duygudurum bozukluklarından biri olup, bireyin ruh halinin normalden çok daha yüksek (manik) ve çok daha düşük (depresif) seviyelere iniş çıkışlarla seyretmesiyle karakterizedir. Kişinin duygu durumu ve enerji seviyesi olağan dışı derecede değişmektedir. Bu değişimler, kişiyi gündelik işlevlerinde zorlayabilmekte ve normal sosyal ilişkilerini bozulmasına neden olabilmektedir.

Manik Dönem: Birey aşırı enerjik, coşkulu ve heyecanlı hisseder. Bu dönemde kişiler kendilerini olağanüstü güçlü, yetenekli ve yaratıcı hissedebilmektedirler. Manik ataklar, kişilerin irrasyonel ve tehlikeli kararlar almalarına neden olabilmektedir.

Depresif Dönem: Duygusal olarak çökkün ve umutsuz hissedilmektedir. Depresif ataklar, kişinin enerji seviyelerini aşırı derecede düşürür, sosyal aktivitelerden kaçınmasına, işlerini yapamamasına ve zaman zaman intihar düşüncelerine yol açabilmektedir.

  Bipolar bozukluk, genellikle ergenlik veya genç yetişkinlik döneminde başlar, ancak her yaşta gelişebilmektedir. Bu rahatsızlık, kişinin ruh hali ve davranışlarını uzun süre etkileyebilir ve tedavi edilmediğinde bireyin yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürebilmektedir.

2. Bipolar Bozukluk Ne Sıklıkta Görülür?

  Bipolar bozukluk dünya genelinde yaklaşık %1-2 oranında görülmektedir. Bununla birlikte, bazı bölgelerde ya da belirli yaş gruplarında daha yaygın olabilmektedir. Bipolar bozukluk, genellikle 15-25 yaş arasında başlar ve yaşam boyu sürebilmektedir. Her yaşta, her kültürel ve sosyal grupta görülme olasılığı vardır.

  • Kadın ve Erkek Arasındaki Farklar: Bipolar bozukluk, kadınlar ve erkekler arasında eşit oranda görülmektedir. Ancak kadınlarda depresif ataklar daha fazla görülürken, erkeklerde mani atakları daha belirgindir.
  • Aile Geçmişi: Bipolar bozukluğu olan bireylerin, yakın akrabalarında da bu rahatsızlık görülme olasılığı daha yüksektir. Genetik faktörler önemli bir rol oynamaktadır.

3. Bipolar Bozukluk Neden Olur?

  Bipolar bozukluğun kesin nedeni tam olarak anlaşılamamıştır, ancak birkaç faktörün bu hastalığın gelişiminde etkili olduğu düşünülmektedir:

  • Genetik Faktörler: Bipolar bozukluk, genetik olarak ailelerde görülebilmektedir. Ailede bipolar bozukluk öyküsü olan kişilerin bu rahatsızlığı geliştirme riski daha yüksektir.
  • Biyolojik Faktörler: Beyindeki kimyasal dengesizlikler, bipolar bozukluğun gelişmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Özellikle nörotransmitterler (serotonin, dopamin, norepinefrin) ile ilgili sorunlar bu rahatsızlığın temel nedenlerinden biri olarak kabul edilmektedir.
  • Çevresel Faktörler: Yaşanan stresli yaşam olayları, travmalar, uzun süreli duygusal baskılar ve yaşamda meydana gelen büyük değişiklikler (örneğin, iş kaybı, boşanma, aile içi şiddet) bipolar bozukluğun tetikleyicisi olabilmektedir.
  • Hormonlar ve Uyku Düzeni: Beyindeki bazı hormonlar, duygu durumunu etkileyebilir. Ayrıca uyku düzenindeki bozukluklar da hastalığı tetikleyebilmektedir.

4. Bipolar Bozukluk Tanısı Nasıl Konulur?

  Bipolar bozukluk tanısı, bir psikiyatristin klinik değerlendirmesi ve kişinin geçmiş psikolojik durumu üzerinden konulmaktadır. Tanı için kullanılan başlıca yöntemler:

  • Psikiyatrik Değerlendirme: Psikiyatrist, kişinin duygu durumu, davranışları, düşünce tarzları ve geçmişteki semptomları değerlendirmektedir. Kişiye bipolar bozukluk tanısı koyabilmek için, manik ve depresif atakların en az bir kez yaşanmış olması gerekmektedir.
  • Tanı Kriterleri: Tanıyı koyarken, DSM-5 (Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayısal El Kitabı) gibi kılavuzlardan yararlanılmaktadır. Bu kılavuzda bipolar bozukluğun tanısı için belirli kriterler yer almaktadır.
  • Tıbbi Testler: Psikiyatrist, bazen diğer psikiyatrik bozuklukların dışlanması için kan testleri veya diğer tıbbi testler isteyebilmektedir. Bunun dışında, psikolojik testler de kullanılarak hastanın genel ruh hali değerlendirilmektedir.
  • Aile Geçmişi ve Sosyal Geçmiş: Ailede bipolar bozukluk öyküsü olup olmadığı, geçmişteki travmalar, önemli yaşam olayları ve bireyin stresle başa çıkma becerileri de göz önünde bulundurulmaktadır.

5. Bipolar Bozukluk Belirtileri Nelerdir?

  Bipolar bozukluk, iki ana dönemde kendini göstermektedir: manik dönem ve depresif dönem.

Manik Dönemdeki Belirtiler:

  • Aşırı enerji ve coşku
  • Hızlı konuşma ve düşünme
  • Yüksek özgüven ve kendini olağanüstü hissetme
  • Uyku ihtiyacında azalma (yine de dinlenmiş hissetme)
  • Hedefe yönelik aşırı aktivite ve heyecan (aşırı iş yükü, yeni projeler)
  • Dürtüsel ve riskli davranışlar (aşırı harcama, tehlikeli sürüş)
  • Gerçeklikten kopmalar (halüsinasyonlar, paranoya)

Depresif Dönemdeki Belirtiler:

  • Yoğun umutsuzluk ve karamsarlık
  • İştah kaybı veya aşırı yemek yeme
  • Sürekli yorgunluk, enerji kaybı
  • Kendine değer vermeme, suçluluk ve değersizlik duyguları
  • Günlük aktivitelerden zevk almayı kaybetme
  • Konsantrasyon bozukluğu
  • İntihar düşünceleri ve ölüm düşünceleri

6. Atak Öncesi Belirtiler Neler Olabilir?

  Bipolar bozukluğu olan bireylerde ataklardan önce bazı uyarı işaretleri ortaya çıkabilmektedir. Bu belirtiler şunlar olabilir:

  • Duygusal Dalgalanmalar: Kişi, normalden daha fazla sinirli veya heyecanlı olabilir.
  • Uyku Bozuklukları: Manik atak öncesi kişi uyumakta zorluk çekebilir ya da çok az uyuyabilir. Depresif atak ise aşırı uyuma eğilim gösterebilir.
  • Aşırı Enerji: Bir anda fazlasıyla enerjik hissedilebilir, aşırı motivasyonla hareket edebilirler.
  • Sinirlilik ve Huzursuzluk: Normalde sakin ve dengeli olan bir kişi, aniden huzursuz veya sabırsız hale gelebilir.
  • İrrasyonel Davranışlar: Artan dürtüsellik ve karar alma zorlukları görülebilir.

7. Bipolar Bozukluk Tedavisi

  Bipolar bozukluk tedavisinde temel yaklaşım ilaç tedavisi ve psikoterapi kombinasyonudur. Tedavi süreci, kişinin yaşadığı semptomların şiddetini ve atakların sıklığını göz önünde bulundurularak kişiye özel olarak belirlenmektedir.

  • İlaç Tedavisi:
    • Duygudurum dengeleyiciler (örneğin Lityum): Manik ve depresif dönemleri dengeleyebilir.
    • Antipsikotikler: Psikoz semptomlarını kontrol etmek ve manik atakları tedavi etmek için kullanılır.
    • Antidepresanlar: Depresif dönemlerin tedavisinde kullanılır, ancak yalnızca duygudurum dengeleyicilerle birlikte verilmelidir.
  • Psikoterapi: Bireysel terapiler, kişinin duygusal ve zihinsel sağlığını iyileştirebilir. Bilişsel-davranışçı terapi, kişinin olumsuz düşünce ve davranış kalıplarını değiştirmeye yardımcı olabilir.

8. Bipolar Bozukluk Tedavisinde Psikoterapi İşe Yarar mı?

  Psikoterapi bipolar bozukluğun tedavisinde çok önemli bir yer tutmaktadır. Psikoterapi, ilaç tedavisiyle desteklenir ve kişinin duygudurumunu düzenlemesine yardımcı olmaktadır. Bilişsel-davranışçı terapi (BDT), duygusal düzenleme ve davranış değişikliklerine yardımcı olmaktadır. Ayrıca, psiko-eğitim terapisi, kişinin hastalığını daha iyi anlamasını sağlamakta ve tedaviye bağlılık oranını artırmaktadır.

  • Aile Terapisi: Aile üyelerinin bu rahatsızlık hakkında bilinçlenmesi, hasta ile daha etkili bir şekilde iletişim kurmalarına yardımcı olabilir.
  • Grup Terapisi: Diğer bipolar hastalarla etkileşimde bulunmak, kişiye yalnız olmadığını hissettirebilir.

9. Bipolar Rahatsızlığınız Varsa Ne Yapabilirsiniz?

  • Tedaviye Sadık Kalın: İlaç tedavisini düzenli olarak kullanmak ve terapiye devam etmek önemlidir.
  • Yaşam Tarzını Düzenleyin: Düzenli uyku, sağlıklı beslenme ve egzersiz, stres seviyelerinin yönetilmesine yardımcı olabilir.
  • Destek Arayın: Aile ve arkadaşlardan duygusal destek almak önemlidir. Ayrıca bipolar bozuklukla yaşayan kişiler için destek gruplarına katılmak faydalı olabilir.
  • Semptomları Takip Edin: Kendi ruh halinizi izleyerek, potansiyel atakları önceden fark etmek daha etkili bir yönetim sağlar.

10. Bipolar Bozukluk Mani Döneminde Neler Olur?

  Bipolar bozuklukta manik dönem, bireyin duygusal durumunun aniden yükseldiği, aşırı enerjik, coşkulu ve heyecanlı olduğu bir dönemi ifade etmektedir. Manik dönem, hastalığın belirgin özelliklerinden biridir ve kişinin normal davranışlarının dışına çıkmasına, dikkat edilmesi gereken tehlikeli davranışlar sergilemesine neden olabilmektedir. Manik ataklar birkaç gün sürebileceği gibi haftalarca da devam edebilir ve kişinin işlevselliğini ciddi şekilde bozabilmektedir. Maniğin belirtileri oldukça yoğun olabilmekte ve çoğu zaman kişinin sosyal, ailevi ve profesyonel hayatında sorunlara yol açmaktadır. Maniğin şiddeti kişiden kişiye değişebilmekte, bazı bireyler hafif mani belirtileri gösterirken bazıları daha ciddi, hatta psikoz gibi belirtiler yaşayabilmektedir. Bu belirtiler:

  • Aşırı Enerji ve Hiperaktivite

  Manik dönemlerin en belirgin özelliği aşırı enerji ve hiperaktivite ile ilişkilidir. Kişi çok fazla enerjiye sahip olmakta ve sabaha kadar uykusuz kalabilmektedir. Herhangi bir fiziksel yorgunluk hissetmeden, sürekli bir hareket halinde olabilmektedir ve konuşmasında aşırı artış görülmektedir.

  • Yüksek Özgüven ve Kendini Olağanüstü Hissetme

  Manik dönemdeki kişiler kendilerini olağanüstü bir şekilde güçlü, akıllı ve yetenekli hissedebilmektedirler. Bu özgüvenin derecesi o kadar yüksek olabilir ki, kişi gerçek sınırlarını göz ardı etmekte ve fiziksel ya da sosyal sınırları aşmaktadır, gerçeklikten uzaklaşmaktadır.

  • İrrasyonel ve Riskli Davranışlar

  Manik dönemde, bireylerin düşünce ve davranışları genellikle kontrolsüz hale gelmektedir. Kişi, ani ve düşünülmeden alınan kararlarla potansiyel olarak tehlikeli veya zarar verici davranışlar sergileyebilmektedir. Aşırı maddi harcama, lükse düşkünlük, cinsel dürtülerde artış, riskli cinsel davranışlar ve yüksek hızda araba kullanma, sağlıksız diyetler gibi tehlikeli davranışlar görülebilmektedir.

  • Hızlı Düşünme ve Konuşma (Fikir Akışı)

  Manik dönemde, bireylerin düşünceleri hızlı bir şekilde değişir ve birbirine bağlanamayan fikirler ortaya çıkabilmektedir. Bu, konuşmalarının hızlanmasına ve anlamlı bir şekilde iletişim kurmakta zorluk yaşanmasına neden olabilmektedir.

  • Azalmış Uyku İhtiyacı

  Manik dönemde, kişi genellikle uykusuzluk çekmekte ve uykuya olan ihtiyacı önemli ölçüde azalmaktadır. Uyku eksikliği, manik semptomları daha da şiddetlendirebilmektedir. Az uyuyup iyi hissetme durumu görülebilmektedir ve uyku düzeni ciddi anlamda bozulmaktadır.

  • Büyük Planlar ve Gerçekçi Olmayan Hedefler

  Manik dönemdeki kişiler, genellikle çok büyük hedefler belirlerler ve bu hedeflere ulaşabileceği konusunda kendilerine çok güvenmeleri nedeniyle gerçekçi olmayan planlar yapabilmektedirler. Aynı zamanda birçok projeye başlayabilmekte ve çeşitli uğraşlara aynı anda girerek her şeyi yarıda bırakabilmektedirler.

  • Gerçeklikten Kopma (Psikoz)

  Şiddetli manik dönemlerde, bireyler psikoz belirtileri gösterebilmektedir. Bu, kişilerin düşüncelerinin gerçeklikten uzaklaşmasına ve bazen halüsinasyonlar (gerçekte olmayan görsel ya da işitsel uyaranlar algılayabilirler) veya sanrılar (gerçek olmayan şeylere inanma örneğin ünlü bir lider olduğunu düşünme gibi) yaşamasına neden olabilmektedir.

  • Sosyal ve İşlevsel Sorunlar

  Manik dönem, sosyal ilişkilerde ciddi sorunlara yol açabilmektedir. Kişi, aşırı hareketli ve enerji dolu bir durumda olduğundan, sosyal ortamları ve kişisel ilişkileri zorlayabilmektedir. Bu sebeple çevreye uyumda zorluk yaşayabilmektedirler ve iş hayatında birtakım sıkıntılar ortaya çıkabilmektedir.

  • Aşırı Duygusallık ve Sinirlilik

  Bazı manik dönemlerde, kişi aşırı duygusal olabilmekte ve en küçük şeylere karşı abartılı tepkiler verebilmektedir. Sinirlilik ve aşırı tepki verme durumu gözlemlenebilmektedir. Ve çok hızlı duygu değişimleri yaşayabilmektedirler.

11. Bipolar Bozukluk Depresyon Döneminde Neler Olur?

  Bipolar bozukluk, yalnızca manik ataklarla değil, aynı zamanda depresyon dönemleriyle de karakterizedir. Bipolar bozukluğu olan bir kişi, mani (yükselme) dönemlerinden sonra depresif (düşüş) dönemlerine girebilmektedir. Depresyon dönemi, kişinin ruh halinin ciddi şekilde düşük olduğu, enerji kaybı yaşadığı ve genellikle normal günlük işlevleri yerine getirmekte zorlandığı bir süreçtir. Depresyon dönemi, bireyin yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebilir ve tedavi edilmezse uzun süreli ve yıkıcı olabilmektedir.

  Depresyon dönemi, bazen bir mani atağının hemen ardından gelir, bazen ise manik dönemler arasında ortaya çıkmaktadır. Depresyon döneminin şiddeti kişiden kişiye değişebilmekte, ancak genel olarak, aşağıdaki semptomlar depresyon döneminde sıkça görülmektedir:

  • Derin Üzüntü ve Hüzün

  Bipolar bozukluğu olan kişilerin depresyon dönemlerinde, çok güçlü ve kalıcı bir hüzün, üzüntü ve umutsuzluk hissi yaşanır. Kişi, kendini değersiz, amaçsız ve karamsar hissedebilmektedir. İntihar düşüncelerinde de artış görülebilmektedir.

  • Enerji Kaybı ve Yorgunluk

  Bipolar bozukluğun depresif döneminde, kişi genellikle aşırı yorgun hisseder ve çoğu zaman hiçbir şey yapmak için enerjisi yoktur. Basit günlük görevler bile zorlayıcı hale gelebilir. Kişisel bakımda ihmaller örneğin kişisel hijyeni aksatma, yemek yeme ve temizlik yapma gibi temel ihtiyaçlarını yerine getirmeme görülmektedir.

  • İlgi ve Zevk Kaybı (Anhedoni)

  Depresyon dönemindeki kişiler, daha önce keyif aldıkları aktivitelerden artık hiçbir zevk almazlar. Bu durum, kişiyi sosyal olarak geri çekilmeye ve yalnızlaşmaya itebilmektedir aynı zamanda hobilerine, ilgi alanlarına ve sevdiği aktivitelere karşı bir ilgi kaybı görülebilmektedir.

  • Düşük Özsaygı ve Kendine Zarar Verme Düşünceleri

  Depresyon, özsaygı ve özgüvenin ciddi şekilde düşmesine neden olabilir. Kişi, kendisini değersiz ve yetersiz hissederek kendine zarar verme, kendini suçlama gibi düşünceler geliştirebilmektedir.

  • Uykusuzluk ve Aşırı Uyuma

  Bipolar bozuklukta depresyon dönemi genellikle uyku sorunlarıyla (uykusuzluk(insomnia) ve aşırı uyuma(hipersomnia)) birlikte gelmektedir. Bu sorunlar, depresyonun daha da kötüleşmesine neden olabilmektedir.

  • Zihinsel Karamsarlık ve Düşünce Bozuklukları

  Depresyon dönemi, zihinsel süreçlerin de bozulmasına yol açabilmektedir. Kişi, düşüncelerini organize etmekte zorlanabilmekte ve karamsar düşünceler içinde kaybolabilmektedir. Karamsar düşünceler, odaklanma zorluğu ve karar verememe gibi davranışlar görülebilmektedir.

  • Fiziksel Belirtiler

  Depresyon sadece zihinsel ve duygusal bir bozukluk değil, aynı zamanda fiziksel belirtiler de gösterebilmektedir. Baş ağrıları, kas ağrıları, iştahta değişiklikler ve sindirim sorunları görülebilmektedir.

  • Sosyal ve İşlevsel Zorluklar

  Depresyon döneminde, kişi günlük işlevlerini yerine getirmekte ve sosyal ilişkilerini sürdürmekte büyük zorluklar yaşayabilir. Örneğin iş performansında düşüş, aile ilişkilerinde bozulmalar ve toplumsal işlevsellikte düşüş görülebilmektedir.

 

Telefon WhatsApp