ÇOCUKLUKTA BAĞLANMA
Bağlanma Nedir?
Ruppert’e ( 2011) göre, bağlanmanın farklı gerçekleşme yolları vardır: anlık temasla; ten ya da beden teması, duyusal algılamayla; koklama, tatma ve duyma gibi, duyularla, düşünce ve anılarla, konuşmayla…
Çocuklardaki ağlama, gülümseme ve göz teması kurma gibi içgüdüsel davranışlar karşısında yetişkinin, bebek ağladığında onu kucaklama ya da onunla tiz bir şekilde konuşma gibi çeşitli davranışları çocukta bir yetişkine karşı bağlanma oluşturur.
Bowlby’e göre çocuğun, "stresle baş etme kapasitesi" belirli annelik davranışıyla ilişkilidir ve bağlanma figürü çocukta oluşan stres ve olumsuz hisleri olumlu hislere dönüşmesinde aracı işlev görerek olumsuz durumun üstesinden gelinebileceğini öğretebilir. Güvenli bağlanamayanlar ise, bu konuda ciddi duygusal problemler yaşayabilir. Örneğin, bugün pek çok kişi nedenini bilmediği bir şekilde kendisini kaygılı, öfkeli, çaresiz, yalnız, duygusuz, değersiz, yetersiz, özgüvensiz, mutsuz ya da başkalarına bağımlı hissederek tam manasıyla an’da var olamamaktadır.
Bağlanma Hangi Yaş Aralığında Gerçekleşir?
Bağlanma tam olarak altı ay ile yirmi dört ay arasında şekillenmektedir. Bu dönemin ardından çocuk yaşamında gerek birincil bakıcısıyla gerekse de diğer insanlarla geliştireceği karmaşık yapıdaki ilişkilere girecektir.
Birincil Bağlanma Figürü Nedir?
Bebek, doğumun ardından bağlanma davranışlarını ulaşabildiği herhangi bir kişiye yönlendirebilir. Ancak, altıncı aydan itibaren tüm "normal" bebekler, bu davranışları, kendi seçimlerine bağlı olarak, yakınlık kurmak istedikleri ve kendisinden ayrı kalmaya itiraz etmedikleri tek bir kişiye yönlendirirler. Bu kişiye birincil bağlanma objesi denir.
Bağlanma Stilleri Nelerdir?
a) Güvenli Bağlanma: Ayrılma durumunda huzursuz, yabancı varlığında sakinleştirilebilir, ayrılma kavuşma sonrası çok sevinir, koşar, sarılır. Diğer durumlarda huzurlu, mutlu, uyumludur. Görülme oranı %70. Güvenli bağlanmış çocuklar, öğretmenleri ve arkadaşlarıyla yakın ilişkiler kurma ve sürdürmede daha başarılıdırlar. Güvenli bağlanma, psikolojik iyilik ve duygusal sağlık, kendine güven ve sağlamlık gibi ruh sağlığı göstergeleriyle olumlu yönde ilişkilidir. Bağlanma figürüyle kurulan ilişkinin, bebeğin kendini güvende hissetmesi, ihtiyaçlarının giderilmesi, duygusal yakınlık görme beklentilerinin karşılanması gibi olumlu bir süreçte ilerlemesi durumunda, bebek kendini sevilmeye ve onaylanmaya layık görerek önemli olduğunu hissedecek ve aynı zamanda karşısındakileri ve dünyayı güvenilir ve olumlu bir yer olarak algılayacak ve duygularını rahatça ifade edebilecektir.
b) Kaygılı Kararsız Bağlanma: Annesine kaygı ile bağlanma ve kaçınma olarak sınıflandırılan bebekler örneklerde yaklaşık %20’dir. Özellikle ikinci kısa ayrılıktan sonra yeniden birleşme sırasında kaçınırlar. Bir yabancıya kendi annelerine davrandıklarından daha dostça bir tavır içerisinde davranırlar. Kaygılı kararsız bağlanma stiline sahip bebekler anneleri odadan çıktığında oldukça yoğun bir sıkıntı kaygı ve kızgınlık sergilerler. Anneleri odaya tekrar döndüğünde olumsuz duygu durumları devam eder, kolay kolay sakinleşemezler ve başka şeylerle ilgilenme konusunda isteksiz davranırlar. Bu bağlanma stiline sahip olan bebeklerin annelerinin bebeklerinin yardım çağrılarına daha az cevap veren grup oldukları gözlenmiştir. Bu bebeklerin gün içinde güvenli bağlananlara göre daha fazla ağladıkları, ayrılıkları daha az protesto ettikleri ve anneleriyle yeniden bir araya geldiklerinde onları ağlayarak karşıladıkları gözlenmiştir.
c) Kaçınmacı Bağlanma: Gerilimli kaçınan bağlanma geliştiren bebekler, bakıcıları ile birlikteyken araştırıcı davranışlara devam edip duygularını bu kişi ile paylaşmamaktadırlar. Ancak, bakıcıları herhangi bir şekilde ortamdan ayrılıp geri döndüğünde, hiçbir değişiklik olmamış gibi meşgul oldukları işe dikkatlerini yöneltirler. Kaygılı bağlanan bireyler bağlanma ile ilgili tehditlere karşı aşırı tetikte iken, kaçınan bağlanma stiline sahip bireyler stresli koşullar altında bağlanma ile ilgili düşüncelerini bastırabilirler. Annelerinin gidişinden rahatsız olmamış gibi görünürler ve anneleri döndüğünde ise yakın olmaktan kaçınır, sakin ya da ilgisiz görünürler. Fiziksel temas ya da rahatlama ihtiyacı duymazlar. Annelerine yakın olmak için hiçbir çaba harcamazlar.
Bu çocukların, genellikle mesafeli, soğuk, alaycı, aşağılayıcı ve kötü davranan anneleri vardır. Bu çocuklara, bebeklik çağlarına boşluk duygusu, reddedilme, yakınlaşamama ve anlayışsızlık deneyimleri damgasını vurmuştur.
d)Dağınık/Yönü Belirsiz Bağlanma: Bu bağlanma stili, kaygıyı kontrolde tutarlı bir stratejinin yokluğu ile belirginlik kazanır ve kaçınmacı-kararsız davranışların bir karışımı olarak ortaya çıkar. Bu bağlanma stilinin bebeğe bakan kişi depresyona girdiğinde, rahatsız olduğunda ya da bebeğine istismar edici bir şekilde davrandığında ortaya çıktığı görüşü bulunmaktadır.
Bağlanma Davranışının Gelişimi
1. Evre (0-2 Aylar): Doğumdan hemen sonra, bağlanma, meme arama, başı döndürme, emme, yutma, parmak emme, yakalama, anneye yönelme, beslenme saatlerini sezinleme ve hazırlanma şeklinde kendini gösterir. Bu evre doğumdan başlayarak on iki haftalığa kadar çıkabilir, elverişsiz koşullarda büyüyen bebeklerde bu evre daha uzun süre devam edebilir.
2. Evre (2-7 Aylar): Bağlanma davranışının en kolay aktive olduğu 6 aydan 5 yaşına kadar uzanan dönem, bağlanma figürlerinin ulaşılabilir olmasına yönelik beklentilerin gelişimi açısından en hassas dönemdir. Bu evrede bebek annesini gördüğünde gülümseyerek, daha kolay sesler çıkararak ve başkasına baktığından çok daha uzun süre annesini gözleriyle takip eder
3. Evre (7-24 Aylar): Bu evre, açık seçik bağlanma evresi olarak adlandırılır. Bebek artık annesini temel bağlanma figürü olarak belirlemiştir. Hep annesini aramak, bulmak, onunla vakit geçirmek ister. Bu evre boyunca bebeğin insanlara davranış biçiminde gittikçe ayrım yapmanın yanında tepkileri, giden anneyi takip etme, döndüğünde onu karşılama, keşfe çıkmak için anneyi merkez olarak kullanmayı içerecek kadar genişler.
4. Evre ( 24 Ay ve sonrası): Bu evrede bağlanma davranışı pek çok çocuk tarafından neredeyse üçüncü yılın sonuna dek çok güçlü ve düzenli bir şekilde sergilenir. Çocuk bağlanma figürüyle başlayan sosyal ilişkilerinde, en yoğun duyguları bağlanmanın kurulması, devam etmesi, bozulması veya yenilenmesi sırasında yaşar. Bağlanma figürü ile arasındaki bağın tehdit altında kalmadan korundukça çocuğun güvenli bağlanma geliştirmesi beklenir. Bu durumda, olumlu zihinsel temsillerle birlikte sosyal davranışlarında, kaygıdan uzak, başarılı/olumlu ilişkiler kurması muhtemeldir.
EBEVEYNLERE ÖNERİLER
Çocukların olumlu duyguları yanında olumsuz duygularını da kabul etmek ve çocukların kendilerini rahatsız eden durumları özgürce ifade etmeleri için uygun ortamı yaratmak
Ebeveynlerin de çocuklarının hem olumlu hem de olumsuz hislerini kabul edici bir tavırla ele almaları
Bağın kurulduğu en güzel anlar, birlikte anlam kattığınız duygusal anlardır. Bu kimi zaman bir masalda kimi zaman bir oyunda olur.
Güvenli bağlanma konusunda çocuğa kazandırılmak istenen en önemli his güvendir. Bu nedenle siz bir insana güvenmek için hangi beklentiler içindeyseniz aynı şekilde çocuğunuza davranmalısınız. Güven iyi doğruluk, sakinlik ve samimi yaklaşım ile sağlanacaktır.
Bağlanmanın önemli aşamalarından biri dokunmadır. Dokunma ile sağlanan bağ hem fizyolojik olarak hormonları uyarır hem de psikolojik olarak güven hissini destekler.
Güzel sözleri sadece uyurken söylemeyin. Uyanıkken de onların desteklenmeye, sevilmeye ve kendilerini değerli hissetmeye ihtiyaçları var.
Kaçınmamız Gereken Davranışlar
Çocuğa aşırı korumacı davranmak, çocuğun yetersiz ve başarısız hissetmesine ve hayatı boyunca yetersiz olduğu düşüncesiyle uğraşmak zorunda kalmasına sebep olabilir. Çocuğa aşırı düşkün algısını oluşturmak, sorumluluk vermemek, sınırlamak veya sürekli uyarmak erişkin dönemde bazı sorunlara neden olabilir. Ayrıca çocuğa aşırı özgüven verebilecek davranışlardan kaçınılmasında, çocuğun kayıt ve baskı altında tutulmamasına da dikkat etmekte fayda var.
Kitap Önerisi: ‘’Uyku Güvenli Bağlanma ve Bebeğiniz 0-36 Ay’’
Yayın: HayyKitap Yazar: Sinem Özen Canbolat
KAYNAKLAR
Arslan, E. ve Teze, S. (2016). Bağlanma kuramı. İçinde, N. Sargın, S. Avşaroğlu & A. Ünal(Ed.), Eğitim ve Psikolojiden Yansımalar, (ss.71-90). Konya: Çizgi Kitabevi