Depresyon da Psikoterapi
Depresyon, bir ruhsal hastalıktır ve kişiyi derin bir üzüntü, çaresizlik, enerji kaybı ve umutsuzluk gibi duygulara sürüklemektedir. Psikoterapi, depresyon tedavisinde önemli bir rol oynamakta ve bireylerin depresyon ile başa çıkmalarına yardımcı olabilmektedir. Psikoterapi, bireyin düşünce ve davranışlarını inceleyerek, olumsuz düşünce kalıplarını tanımayı ve bu düşünceleri değiştirmeyi amaçlamaktadır.
Depresyonda kullanılan terapilerden bazıları şunlardır:
- Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT): Depresyonun temelinde yatan olumsuz düşünceleri değiştirerek, bireylerin daha sağlıklı bir düşünce tarzı geliştirmelerini sağlamaktadır. Depresyondaki birey, kendisini ve dünyayı olumsuz şekilde algılayabilmektedir. BDT, bu algıları değiştirmeyi amaçlamaktadır.
- Psikoanalitik Terapi: Freud'un kuramına dayanan bu terapi türü, bilinçaltı düşünceleri ve duyguları incelemeyi hedeflemektedir. Depresyonun sebeplerinin, kişinin geçmişinde yatan travmalar veya bastırılmış duygularla ilgili olabileceği düşünülmektedir.
- İnsancıl Terapiler: Rogers’ın geliştirdiği bu terapi türü, bireyin kendini anlamasını ve kendisini kabul etmesini sağlamaktadır. Kişinin içsel potansiyelini keşfetmesine olanak tanımaktadır.
- Aile Terapisi ve Gruplar: Aile içi dinamiklerin depresyon üzerinde etkisi olabilmektedir. Aile terapisi, bireyi destekleyecek sağlıklı bir ortam yaratmayı hedeflemektedir. Ayrıca grup terapileri, bireylerin başkalarıyla benzer deneyimleri paylaşmalarına yardımcı olabilmektedir.
2. Depresyon Nedir?
Depresyon, kişinin ruh halinin normalden uzun süre boyunca düşük olduğu bir durumu ifade etmektedir. Bu, sadece üzüntü değil, aynı zamanda değersizlik, suçluluk, umutsuzluk ve yaşama karşı isteksizlik gibi duyguları da içermektedir. Depresyon, bireyin günlük yaşamını etkileyebilir, işlevsellik kaybına yol açabilmektedir. Depresyonun altında biyolojik, genetik, çevresel ve psikolojik faktörler rol oynamaktadır.
Depresyon, genellikle şu şekilde tanımlanmaktadır:
- Duygusal: Umutsuzluk, değersizlik, yalnızlık, kaygı.
- Bilişsel: Olumsuz düşünceler, düşük özsaygı, zihin karışıklığı, karar vermede zorluk.
- Davranışsal: Sosyal izolasyon, ilgi kaybı, enerji düşüklüğü, aşırı uyuma veya uyuyamama.
3. Depresyon Belirtileri Nelerdir?
Depresyon belirtileri, kişiden kişiye değişiklik gösterebilir, ancak genel olarak bir dizi duygusal, bilişsel, davranışsal ve fiziksel semptom içermektedir. Depresyonun erken evrelerinde, belirtiler hafif olabilmekte, ancak tedavi edilmezse zamanla daha şiddetli hale gelebilmektedir. Bu belirtiler:
- Duygusal Belirtiler
Depresyonun duygusal belirtileri, genellikle bireyin ruh halini ve hislerini etkileyen semptomlardır. Bu belirtiler:
- Sürekli Üzüntü, Boşluk Hissi veya Depresyon: Depresyonun temel belirtisi, kişinin sürekli olarak üzgün, mutsuz veya boşluk içinde hissetmesidir. Kişi, hayattan keyif almaz ve duygusal olarak "düşük" hissetmektedir.
- Umutsuzluk ve Çaresizlik: Depresyon yaşayan kişi, geleceğe dair hiçbir umut taşımayabilir. Kendini hiçbir şekilde düzeltemeyeceğini ve hiçbir şeyin iyiye gitmeyeceğini hissedebilmektedir.
- Değersizlik ve Suçluluk Hissi: Depresyon, bireyin kendini değersiz ve başarısız hissetmesine yol açmaktadır. Kişi, geçmişte yaptığı hatalardan dolayı aşırı suçluluk hissi duyabilir ve kendini sürekli olarak eleştirebilmektedir.
- İçsel Boşluk ve Anlamsızlık: Depresyondaki birey, yaşamın anlamını kaybetmiş gibi hissedebilmektedir. Hiçbir şeyin önemli olmadığı, boş ve anlamsız bir dünya görüşü geliştirebilmektedir.
- Öfke ve Sinirlilik: Depresyon bazen duygusal patlamalara yol açar ve kişi, daha önce tepki vermediği durumlarda bile öfke ve sinir gösterme eğiliminde olabilmektedir.
- Bilişsel Belirtiler
Depresyon, düşünme biçimini de etkilemektedir. Bilişsel belirtiler, kişinin düşünce tarzındaki olumsuz değişikliklerdir.
- Olumsuz Düşünceler: Depresyonlu bir kişi, dünyayı ve kendisini çok karamsar bir şekilde görme eğilimindedir. Kendi yetenekleri hakkında düşük bir özgüven ve başarma korkusu olabilmektedir. Kişi, "Hiçbir şey yolunda gitmeyecek" veya "Herkes benden nefret ediyor" gibi olumsuz düşüncelerle sıkça meşgul olabilmektedir.
- Karar Verme Zorluğu: Depresyondaki kişiler, karar verme konusunda güçlük çekebilmektedirler. Küçük günlük kararlar bile çok büyük bir engel haline gelebilmektedir. Bu, kişiyi sosyal ve profesyonel yaşamda geriye itebilmektedir.
- Düşünme Güçlükleri ve Konsantrasyon Sorunları: Depresyon, zihinsel işlevleri etkileyebilmektedir. Kişi, düşüncelerini organize etmekte zorlanabilmekte, dikkatini bir noktada toplamakta güçlük çekebilmekte ve öğrenme veya bilgi işlemekte sıkıntı yaşayabilmektedir.
- Hafıza Sorunları: Depresyon, hafızayı da etkileyebilmektedir. Kişi, geçmiş olayları hatırlamakta güçlük çekebilmekte veya dikkatsizlik nedeniyle unutkanlık yaşayabilmektedir.
- Karamsar Gelecek Görüşü: Depresyon yaşayan birey, gelecekte hiçbir şeyin düzelmeyeceğini veya daha iyi olmayacağını hissedebilmektedir. Geleceğe dair tamamen karamsar bir bakış açısı geliştirmektedir.
- Davranışsal Belirtiler
Depresyon, bireylerin günlük davranışlarını da etkilemektedir. Bu tür belirtiler:
- Sosyal İzolasyon: Depresyonlu bir kişi, sosyal etkinliklerden kaçınabilmekte ve yalnız kalma eğiliminde olabilmektedir. Aile üyeleri, arkadaşlar veya iş arkadaşlarıyla iletişimini kesebilmektedir. Depresyon, sosyal ilişkilerde mesafeye neden olabilmektedir.
- İlgi Kaybı ve Aktiviteye İstek Duyamama: Depresyondaki birey, önceden zevk aldığı hobileri veya etkinlikleri artık ilgiyle yapmaz. Spor yapma, gezme veya sosyal aktivitelere katılma isteği tamamen kaybolabilmektedir.
- Fiziksel Aktiviteyi Azaltma: Kişi, herhangi bir şey yapma isteği duymayabilmektedir. En basit günlük işler bile zorlayıcı hale gelebilmektedir. Bu, depresyonun davranışsal bir semptomudur ve kişinin enerji seviyesinin azaldığının bir göstergesidir.
- İntihar Düşünceleri: Depresyon ciddi bir intihar riski oluşturabilmektedir. Kişi, hayatına son verme düşüncelerine kapılabilmektedir. Bu, depresyonun en tehlikeli ve ciddi belirtilerindendir. İntihar düşüncesi olan bir kişi hemen profesyonel yardım almalıdır.
- Fiziksel Belirtiler
Depresyon sadece duygusal ve bilişsel değil, aynı zamanda fiziksel semptomlara da yol açar. Fiziksel belirtiler:
- Yorgunluk ve Enerji Kaybı: Depresyon, aşırı yorgunluk ve enerji kaybına yol açmaktadır. Kişi, fiziksel olarak kendini bitkin hissedebilmektedir. Günlük işleri yerine getirmek bile zorlu bir görev haline gelebilmektedir.
- İştah Değişiklikleri: Depresyon, iştahı ya artırabilir ya da azaltabilmektedir. Bazı kişiler depresyon nedeniyle aşırı yemek yerken, bazıları da yemek yemekte zorlanabilmekte, bu da kilo alımına veya kaybına neden olabilmektedir.
- Uyku Bozuklukları: Depresyon uyku düzenini bozabilmektedir. Kişi aşırı uyuyabilmekte (hipersomniya) veya uykusuzluk çekebilmektedir (insomniya).
- Ağrı ve Diğer Fiziksel Şikayetler: Baş ağrıları, sırt ağrıları, kas ağrıları ve sindirim sorunları gibi şikayetler depresyonla ilişkili olabilmektedir. Bu tür fiziksel belirtiler, depresyonun psikolojik etkilerinin vücuda yansıması olarak görülebilmektedir.
- Cinsel İsteksizlik: Depresyon, cinsel isteksizliğe yol açabilmektedir. Kişi, cinsel ilişki hakkında ilgi veya istek duymayabilir. Cinsel işlev bozuklukları da depresyonun bir belirtisi olabilmektedir.
- Düzensiz Kalp Atışları: Depresyon, bazen kalp atışlarını etkileyebilmektedir. Bazı insanlar, depresyon sırasında çarpıntı veya düzensiz kalp atışları hissedebilmektedirler.
4. Depresyon Türleri
Depresyonun türleri, belirtilerin yoğunluğuna, süresine ve karakteristik özelliklerine göre farklılaşır:
- Majör Depresyon: 2 hafta ve daha uzun süren, şiddetli depresyon türüdür.
- Distimik Bozukluk: Daha hafif ancak uzun süreli depresyon.
- Atipik Depresyon: Farklı semptomlar gösteren depresyon türü.
- Doğum Sonrası Depresyon: Gebelik sonrası hormon değişikliklerinden kaynaklanan depresyon.
5. Majör Depresif Bozukluk (Klinik Depresyon)
Majör depresif bozukluk, depresyonun en şiddetli formudur ve genellikle bireyin sosyal, profesyonel ve kişisel hayatını ciddi şekilde etkilemektedir. Kişi, duygusal olarak çökmekte, ilgi kaybı yaşamakta, kendisini değerli hissetmemektedir. Uykusuzluk veya aşırı uyuma, yemek yeme alışkanlıklarının değişmesi ve fiziksel yorgunluk gibi bedensel belirtiler de görülebilmektedir.
6. Atipik Özellikli Majör Depresif Bozukluk
Atipik depresyon, klasik depresyon semptomlarının dışında aşırı uyuma (hipersomniya) ve aşırı yemek yeme (hiperfaji) gibi belirtiler içermektedir. Bunun dışında, bireylerin ruh hali daha değişken olabilmekte; yani, bazı durumlar onları geçici olarak mutlu edebilmekte, ancak genel ruh hali hala depresif kalmaktadır. Depresyonla birlikte anksiyete, yorgunluk ve kararsızlık da sıkça görülen belirtiler arasındadır.
7. Kalıcı Depresif Bozukluk (Distimik Bozukluk)
Distimik bozukluk, depresyonun daha hafif ancak uzun süreli bir türüdür. Genellikle 2 yıl ve daha uzun süren depresyon semptomlarıyla karakterizedir. Bireyler, depresif bir ruh haliyle yaşamaktadırlar, ancak semptomlar genellikle majör depresyon kadar şiddetli değildir.
8. Doğum Sonrası Depresyon
Doğum sonrası depresyon, genellikle doğumdan sonraki ilk birkaç hafta içinde başlayan, ancak bazen yıllarca sürebilen bir durumdur. Hormonal değişiklikler, uykusuzluk, ebeveynlik kaygıları ve stres bu durumu tetikleyebilmektedir. Kadınlar, bebeğiyle bağ kurma zorluğu, aşırı suçluluk duyguları ve bazen de kendisini kötü hissetme yaşayabilmektedir.
9. Melankolik Özellikli Majör Depresyon
Melankolik depresyon, depresyonun daha ağır bir türüdür ve semptomları daha yoğun olabilmektedir. Bu türde, kişi tamamen umutsuzluk içinde olabilmekte, iştah kaybı ve kilo kaybı yaşayabilmektedir. Ayrıca, uyku bozuklukları ve aşırı yorgunluk da bu türde sıklıkla görülmektedir.
10. Psikotik Özellikli Depresyon
Psikotik depresyon, şiddetli depresyon ve psikotik belirtilerin bir arada görüldüğü bir durumdur. Kişi, gerçeklikten kopabilmekte ve halüsinasyonlar (gerçek olmayan şeyler görmek veya duymak) ve sanrılar (gerçek olmayan düşünceler) yaşayabilmektedir. Bu, tedavi edilmesi gereken ciddi bir durumdur ve psikoterapi ile ilaç tedavisi gerektirmektedir.
11. Depresyon Tedavisi
Depresyon tedavisi, genellikle ilaç tedavisi, psikoterapi veya her ikisinin kombinasyonu şeklinde olmaktadır. Ayrıca, ağır vakalarda elektrokonvülsif tedavi (EKT) de kullanılabilmektedir.
- İlaç Tedavisi: Antidepresanlar, serotonin ve norepinefrin gibi kimyasal maddelerin dengesini sağlamaya çalışır.
- Psikoterapi: Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), özellikle depresyon tedavisinde yaygın kullanılan bir tekniktir.
- Elektrokonvülsif Terapi (EKT): Şiddetli depresyon vakalarında, ilaç tedavisi ve psikoterapiye yanıt vermeyen bireylerde kullanılan bir tedavi yöntemidir.
12. Bilişsel Davranışçı Terapi Yöntemi
Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), depresyonun bilişsel ve davranışsal yönlerini hedef almaktadır. BDT, bireyin olumsuz düşünce kalıplarını tanımasına ve değiştirmesine yardımcı olmaktadır. Bu terapi, kişinin kendini ve dünyayı nasıl algıladığını keşfetmesine yardımcı olmakta ve olumsuz düşünceleri daha sağlıklı düşüncelerle değiştirmeyi öğretmektedir.
13. EMDR Terapisi
EMDR (Eye Movement Desensitization and Reprocessing), göz hareketleri ve diğer uyarıcılar kullanarak, bireylerin travmatik anıları işlemelerine ve bu anıların oluşturduğu duygusal etkileri azaltmalarına yardımcı olan bir terapidir. Depresyonun bazı türlerinde de etkili olabilmektedir, özellikle travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) ve kayıplar ile ilişkili depresyon vakalarında kullanılabilmektedir.
Psikolog ve psikoloji ile ilgiliyseniz, diğer makalelerimize de göz atabilirsiniz. Alanında uzman içeriklerimizle sizlere kapsamlı bilgi sunuyoruz.
Bipolar Bozukluk
Manipülasyon Ne Demektir?
Obsesif kompulsif bozukluk OKB nedir?
Çocuk Gelişim Takibi Nasıl Yapılır?
Panik Atak İçin Psikolog mu Psikiyatri mi?