Psikoz, kişinin gerçek dünyayla bağlantısını kaybettiği ya da ciddi anlamda zayıfladığı ruhsal bir durumdur. Bu durumda olan kişiler, genellikle gerçek olmayan olayları ya da durumları gerçekmiş gibi algılarlar. Psikoz, bireyin günlük yaşantısını, ilişkilerini ve işlevselliğini önemli ölçüde bozabilir.
Psikoz belirtileri kişiden kişiye farklılık gösterebilir ancak en sık görülen belirtiler şunlardır:
Akut psikoz, belirtilerin ani bir şekilde ortaya çıktığı ve genellikle birkaç gün ya da hafta süren geçici bir psikoz türüdür. Genelde şiddetli stres, travmatik deneyimler veya madde kullanımının ardından ortaya çıkar. Erken tanı ve tedavi sayesinde belirtiler kısa sürede kontrol altına alınabilir ve kişi genellikle tamamen iyileşir.
Kronik psikoz ise belirtilerin uzun süre (aylarca ya da yıllarca) devam ettiği ya da periyodik olarak tekrarlandığı bir durumdur. Şizofreni, şizoaffektif bozukluk veya bipolar bozukluk gibi rahatsızlıklarla birlikte görülebilir. Düzenli tıbbi tedavi ve psikolojik destek gerektirir. Bu tür durumlarda belirtiler genellikle kontrol altına alınabilir ancak sürekli takip ve tedavi gerekebilir.
Psikoz testi, kişinin psikoz belirtilerini gösterip göstermediğini değerlendirmek amacıyla yapılan klinik değerlendirmedir. Psikiyatri uzmanı veya psikolog tarafından gerçekleştirilen bu değerlendirme sürecinde kapsamlı görüşmeler yapılır, semptomlar ayrıntılı olarak incelenir, psikolojik testler uygulanır ve gerektiğinde tıbbi görüntüleme yöntemlerinden yararlanılır.
Psikotizm, kişiliğin sosyal ilişkilerde güçlük, empati eksikliği, duygusal uzaklık ve dürtüsellik gibi belirgin özelliklerini ifade eden bir kavramdır. Psikotizm seviyesi yüksek kişilerde psikoz veya benzeri psikiyatrik durumlar ortaya çıkma riski daha yüksektir. Bu bireyler genellikle sosyal hayatta ve ilişkilerinde belirgin sorunlar yaşayabilirler.
Psikoz, doğru zamanda ve doğru yöntemlerle tedavi edildiğinde önemli ölçüde iyileşebilir. Akut psikoz durumlarında tam iyileşme genellikle mümkündür. Kronik psikoz vakalarında ise belirtilerin yönetimi, hayat kalitesinin artırılması ve bireyin sosyal işlevselliğinin sağlanması hedeflenir. İlaç tedavisi, psikoterapi ve sosyal destek sistemleri iyileşme sürecinde hayati rol oynar.
Psikoz, toplumda sıklıkla "delilik" olarak algılanabilen ancak gerçekte klinik olarak tanımlanmış, anlaşılabilir ve tedavi edilebilir bir durumdur. Bu nedenle, psikoz yaşayan bireylerin "deli" olarak etiketlenmesi yanlıştır ve damgalayıcıdır. Psikoz yaşayan birçok kişi, uygun tedavi ve destekle toplumda başarılı ve üretken bir hayat sürdürebilir.
Psikozun tedavisinde sıklıkla antipsikotik ilaçlar kullanılır. En sık kullanılan antipsikotik ilaçlar:
Bu ilaçların kullanımı doktor kontrolünde gerçekleşmeli ve düzenli takip gerektirmektedir. Doz ayarları ve yan etkilerin yönetimi ancak uzman gözetiminde mümkün olmaktadır.
Psikoloji Alanıyla İlgilenenlerin Dikkatini Çekebilecek Diğer Makaleler: