Herkesin tüylerini diken diken eden bazı görüntüler vardır. Kimimiz karanlıktan korkar, kimimizse yükseklikten. Ancak bazı insanlar için delikli yüzeyler—bir süngerin gözenekleri, lotus çiçeği tohumları ya da bir arı kovanı—rahatsız edici hatta dayanılmaz olabilir. Bu yoğun rahatsızlık hissinin adı: Tripofobi.
Gündelik yaşantıyı etkileyebilecek kadar güçlü olabilen bu durum, özellikle sosyal medya ve dijital görsellerle daha da tetiklenebilir hale gelmiştir. Bu yazıda tripofobinin ne olduğunu, neden oluştuğunu ve nasıl başa çıkılabileceğini yakından inceleyeceğiz.
Tripofobi, özellikle küçük ve tekrarlayan deliklerden ya da gözenekli yüzeylerden kaynaklanan yoğun tiksinti, huzursuzluk ya da kaygı durumudur. Kimi zaman "delik korkusu" olarak da adlandırılsa da, bu his klasik anlamdaki korkudan çok, fiziksel bir huzursuzluk ve kaçınma davranışı ile karakterizedir.
Tripofobisi olan bireyler için bu görseller sadece rahatsız edici değil; bazen kaşıntı, mide bulantısı ya da panik hali gibi ciddi fizyolojik tepkilere de neden olabilir. Bu tepki o kadar ani ve yoğun olabilir ki, kişi kendini neye uğradığını şaşırmış halde bulabilir.
Uzun yıllar boyunca adı bile anılmayan tripofobi, sosyal medyanın etkisiyle bir anda gün yüzünü gördü. "Tripofobi testi" gibi başlıklar altında yayılan görseller, bu durumdan muzdarip pek çok kişinin kendini fark etmesine sebep oldu.
Yapılan sınırlı sayıdaki çalışma, toplumun %15 ila %20’sinin bu tarz görsel desenlere karşı rahatsızlık duyduğunu ortaya koyuyor. Bu rahatsızlık herkeste aynı düzen ve şiddette olmasa da, pek çok birey çevresindeki insanların aksine bu görüntülere dayanamadığını söylüyor.
Tripofobinin nedenleri üzerine farklı görüşler bulunsa da, öne çıkan iki temel teori vardır: evrimsel koruma mekanizması ve psikolojik deneyimlerin etkisi.
İnsan beyninin bazı görsel desenleri tehdit olarak algılamaya yatkın olduğu düşünülür. Zehirli hayvanların (örneğin bazı kurbağa türleri), parazitlerin veya enfekte olmuş ciltlerin yüzeyinde bulunan delikli, gözenekli desenlerin tripofobik görsellere benzediği bilinmektedir. Evrimsel süreçte bu tür tehditleri tanıma ve kaçınma becerisi, hayatta kalma şansını artırmış olabilir. Bu nedenle beyin, benzer desenlerle karşılaştığında otomatik bir savunma tepkisi gösterebilir. Bu tepki, modern yaşamda bilinçli olarak anlamlandırılamasa da içsel bir tehdit algısı yaratabilir.
Geçmişte yaşanmış travmatik deneyimler, yoğun stres ya da anksiyete bozuklukları tripofobiyi tetikleyen diğer nedenler arasındadır. Özellikle kontrol kaybı hissi yaşayan bireyler, düzensiz ya da kaotik olarak algıladıkları görsellere karşı daha hassas olabilir. Tripofobik tepkiler, bir anlamda bireyin zihinsel düzenini koruma çabasının dışavurumudur.
Bazı araştırmalar, insanların görsel olarak "simetrik olmayan" veya "bozulmuş" desenlere karşı doğal bir hoşnutsuzluk duyduğunu öne sürer. Tripofobik desenlerin estetik açıdan rahatsız edici bulunması, bu hoşnutsuzluk hissini daha da derinleştirebilir. Özellikle obsesif-kompulsif özelliklere sahip bireylerde bu desenlere karşı tolerans daha düşük olabilir.
Bireylerin tripofobi geliştirmesinde sosyal öğrenmenin de etkili olabileceği düşünülmektedir. Özellikle küçük yaşlarda bu tür görsellere verilen tepkiler, çevreden öğrenilmiş olabilir. Ayrıca sosyal medyada sıkça karşılaşılan uyarıcı içerikler, bu tepkinin pekişmesine yol açabilir.
Bu nedenlerin her biri, farklı bireylerde farklı ağırlıklarda etkili olabilir. Tripofobi, tek bir kaynağa indirgenemeyecek kadar karmaşık bir deneyimdir ve genellikle birden fazla faktörün birleşimiyle ortaya çıkar.
Her görsel tripofobiyi tetiklemez. Ancak belli başlı desenler daha yaygın tetikleyiciler arasındadır:
Görüntüler dijital olarak manipüle edildiğinde tetikleme etkisi daha da artabilir. Bazen bu görseller "sadece bir test" gibi sunulsa da, farkında olmadan kişide travmatik bir tepkiyi tetikleyebilir.
Tripofobik bir tepki hem duygusal hem de fiziksel olarak fark edilebilir. Birey görselle karşılaştığında bazı ya da tüm belirtileri yaşayabilir:
Bazen bu tepkiler sadece saniyeler içinde görülürken, bazen kişi uzun süre bu görselin etkisinde kalabilir. Bu da günlük yaşamda dikkat dağınıklığı, uykusuzluk ya da içsel huzursuzluk yaratabilir.
Her rahatsızlıkta olduğu gibi tripofobide de ilk adım, bireyin yaşadığı semptomları tanımalasıdır. Şu an için tripofobi resmi tanı kılavuzlarında (DSM-5 gibi) yer almamakla birlikte, psikolojik değerlendirme ve terapötik görüşmeler yoluyla ele alınabilir.
Psikologlar, kişinin verdiği tepkileri görsel uyaranlarla test ederek, yaşanan rahatsızlığın yoğunluğunu ve hayat kalitesi üzerindeki etkisini değerlendirir. Teşhis, kişinin duygusal, bilişsel ve fiziksel tepkilerinin bir arada analiz edilmesiyle konur.
Tripofobi, üzerine gidildiğinde ve doğru yaklaşımla ele alındığında başa çıkılabilecek bir durumdur. Bu süreçte en sık kullanılan yöntemler:
Bireyin tetikleyici görsel karşısında verdiği tepkilerin ardındaki düşünce kalıpları fark edilir ve bunlar yeniden yapılandırılır.
Kademeli ve kontrollü bir şekilde tetikleyici görsel uyaranlara maruz kalma, kişinin bu uyaranlara olan hassasiyetini azaltabilir.
Anksiyeteyi azaltmak ve vücudu rahatlatmak için kullanılır. Özellikle tepki anlarında kişiye kontrol hissi kazandırabilir.
Gerektiğinde psikiyatrik destekle ilaç tedavisi de gündeme gelebilir, ancak bu genellikle diğer yöntemlerle birlikte kullanılır.
Yardım Almak Mümkün
Tripofobi, basit bir "rahatsızlık" olmaktan çok daha fazlası olabilir. Günlük yaşamı etkileyen, kişinin iç huzurunu bozan ve zamanla daha ciddi bir anksiyete bozukluğuna dönüşebilecek bir durumdur. Ancak unutmamak gerekir ki, bu durumla yalnız değilsiniz.
Eğer siz de bu belirtileri yaşıyor, delikli yüzeyler karşısında huzursuzluk hissediyorsanız; bu durumu anlamlandırmak ve kontrol altına almak için bir uzman desteği almak iyi bir adım olabilir. Defnar Psikoloji olarak, bireysel farklılıklarınıza duyarlı yaklaşımımızla yanınızdayız.
İlk adımı atmak için uzman bir danışmanla görüşmek isterseniz, hemen şimdi randevu almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Psikoloji Alanıyla İlgilenenlerin Dikkatini Çekebilecek Diğer Makaleler: